Artık görünmüyor mevsimde hüzün
    Bulutlar bir garip rüyaya dalmış
    Ufukta güneşi ağlatan yüzün
    Bir mülteci gibi tenhada kalmış
    Toprak yandı gülüm ,çeşmeler zehir
    Şimdi bilsen de bir, bilmesen de bir

    Kaç kere çağırdım seni öteden
    Turnalar uçurdum gittiğin yere
    Bin parça eyledin kalbimi neden
    Ruhum bir başına düştü göklere
    Bana tebessümle bakıyor kabir
    Şimdi gülsen de bir, gülmesende bir

    Derdimin yangını sardı gökleri
    Bir mahkum kanıyla aktı izlerin
    Deniz ölesiye severken seni,
    Neden gemileri yaktı gözlerin,
    Yıkıldı yolunu bekleyen şehir,
    Şimdi gelsende bir, gelmesende bir

    Yağmurun inceden yağdığı yere
    Açan gül acı damıtır solar
    Ağustos böceğı düşünce derde
    İçine kuşların sevdası dolar
    Ölü bir mahzene gömüldü kibir
    Artık sevsende bir, sevmesen de bir

    Çatladı en kavi yerinden tohum
    Kıvılcım düşürdü sulara gonca
    Her akşam ölümü koklayan ruhum
    Seni de kuşanır Hakan olunca
    Bu yerde bilinir destanı kebir
    Şimdi kalsan da bir, kalmasanda bir

    Zaman ki ardımda pervane şimdi
    Mekan defineler döktü yoluma
    Fırtınadan umut bekleyen kimdi
    Söyle deniz neden gömüldü kuma
    Zindan çöktü gülüm kırıldı zincir
    Benim olsan da bir, olmasan da bir

    Nurullah Genç